Bilgisayarlı Tomografide Görüntü Oluşumu

Bilgisayarlı Tomografide Görüntü Oluşumu

Posted by kirikdusler89 on 22 Şubat 2013 · Yorum Yapın

Hasta masaya yatırıldıktan sonra kesitlerin nereden başlayıp nereye kadar devam edeceğini saptamak amacıyla incelenecek bölgenin dijital bir röntgenogramı alınır. Bunun için incelenecek bölge hareket etmeyen tüp  ve dedektörler arasından geçirilir. Dijital olan bu röntgenograma skenogram, kılavuz görüntü veya topogram denir . Topogramlar, göğüs ve abdomende olduğu gibi ön-arka (frontal) veya lumbosakral bölgede olduğu gibi lateral pozisyondadır. Skenogramlar üzerinde, alınacak kesit seviyelerinden başka gantriye verilecek açı da işaretlenir.

Kesit tamamlandıktan sonra toplanan veriler bilgisayara dijital olarak geçer, işlenir ve görüntü tüpünde dijital bir resim şeklinde izlenir. Buna biz rekonstrüksiyon diyoruz. Katod ışın tüpünde oluşan görüntü manyetik teybe veya flopi diske kaydedilir. Buradan multiformat kamera aracılığı ile film üzerine geçirilebilir. Birçok radyolojist disk veya manyetik teypteki kaydı ayrı bir konsolda inceleyerek rapor yazmayı yeğler.

BT görüntüsü piksel adını verdiğimiz resim elementlerinin bir matriksinden ibarettir. her piksel organizmadaki karşılığı olan bölgenin X-ışını attenuasyon değerini gösterir. BT görünümlerinin matriksi genellikle 256×256,  320×320 veya 512×512 ‘dir. Yeni aygıtlarda bu sayı        1024x 1024 ‘e kadar çıkmıştır. Bu sayıların çarpımı görüntünün piksel sayısını verir.

Dijital bir projeksiyon röntgenogramı olan yan kranium skenogramı üzerindeki noktalı çizgiler tomografik kesitlerin geçtiği seviyeleri gösteriyor.

Görüntülenen alanın boyutuna “field of view” (FOV) adı verilir. Aygıtların matriks sayıları değişmediğinden FOV küçültülerek geometrik rezolüsyon artırılabilir. Sürrenal gibi küçük yapıların incelenmesinde kullanılan bu yönteme “zooming” veya “targeting” diyoruz.

Her resim elementi (piksel), seçilen kesit kalınlığına göre bir hacim esahiptir. Birçok BT aygıtında kesit kalınlığı 1-12 mm. arasında değişir. Seçilerecek bu kesit kalınlığının piksel yüzeyiyle çarpımı sonucu ortaya çıkacak volüme voksel adı verilir.

px

Organizmayı geçen X-ışınlarının attenuasyon değerleri sayısal olarak saptanır. Her pikselin bir sayısal karşılığı vardır.  bu sayılar suyun attenuasyon değerini sıfır kabul eden bir skalaya göre düzenlenmiştir. + 1000’den – 1000 ‘e kadar uzanan bu skalaya Hounsfield skalası, bu skaladaki sayılara da Hounsfield üniti (HÜ) adı verilir. suyun attenuasyon değerinin sıfır olduğu bu skalada, attenuasyonu yüksek olan yumuşak doku, hematom, kalsifikasyon, kemik gibi yapılar skalanın pozitif tarafında, attenuasyon değerleri sudan daha düşük olan yağ ve hava gibi maddeler de skalanın negatif tarafında dizilirler. Örneğin yumuşak dokuların yoğunluğu + 40 ile + 60 HÜ; yağınki ise    – 60 ile – 100  HÜ arasındadır. Hava – 1000 HÜ değerindedir.

image012

Alınan kesitteki pikseller attenuasyon değerlerini gösteren bir sayı taşırlar. Bu sayıları görüntü şekline dönüştürmek için gri bir skala kullanılır. Pikseller taşıdıkları değerin karşılığı olan gri tonla boyanırlar. Böylece siyah, beyaz ve aradaki gri tonlardan oluşan BT görüntüsü elde edilmiş olur. İnsan gözü az sayıda gri tonları ayırabileceğinden +1000 ve -1000 görüntüsünde birçok yapı görülemez. Bunu önlemek için pencereleme (“windowing”) dediğimiz bir yöntem uygulanır. Pencerelemede tüm gri skala değerleri Hounsfield skalasındaki seçilen bir aralığı boyamada kullanılır. Seçtiğimiz bu alanın alt ve üst sınırları arasındaki açıklığa pencere genişliği (“window width”) ortasındaki sayıya da pencere seviyesi (“window level”) adı verilir. Pencere seviyesi ve pencere genişliği seçilen bölgenin en iyi şekilde incelenmesini sağlar. Örneğin bir toraks kesitinde akciğeri incelemek için yapılan bir pencerelemede, mediasten ve toraks duvarı yapıları gri skalanın beyaz tonu içerisinde kaybolur . Pencere seviyesi artırıldıkça mediastinal yapılar ve göğüs duvarı görülür hale gelir; ancak hepsi birden akciğerin siyah görüntüsü içerisinde kaybolacağından akciğerdeki yapıları görmek mümkün olmaz. Pencere seviyesi daha da yükseltilirse bu sefer kemik yapılar iyi görülecek fakat hem akciğer alanları hem mediastinal yumuşak doku farklılıkları silinecektir.

Pencere genişliği incelenen yapıya göre değişir. Çevre dokulardan kontrast farkı belirgin olmayan yapıların incelenmesinde dar pencere kullanılmalıdır. Dar pencere küçük kontrast farklarını ortaya çıkarır. Yumuşak doku incelemelerinde geniş pencere kullanmak resim kalitesini artırır, organların şeklini ve konturlarını çok iyi gösterir. Spongioz ve kortikal kemik arasında belirgin yoğunluk farkı olduğundan kemiklerin incelenmesinde de geniş pencere kullanılır. Bazı BT aygıtlarında kemiklerin daha iyi incelenebilmesi için skala      + 4000 HÜ ye çıkarılmıştır.

Resim tüpünde oluşan görüntüde istenilen alanın yoğunluğu ölçülebilir. Görüntünün sayısal değerleri bilgisayar aracılığı ile değişik şekillerde izlenebilir. Örneğin ilgilenilen alanın attenuasyon değerleri bir grafik çeklinde çizdirilebilir ki biz buna profil adını veriyoruz veya bir kesitteki aynı attenuasyon değerlerini taşıyan piksellerden bir görüntü oluşturulabilir.

Yoğunluk ölçümleri tanı için yararlı olabilir. Ancak sayıların mutlak olmadığı, aygıttan aygıta, hatta aynı aygıtta değişik zamanlarda farklılık gösterdiği bilinmektedir. Bu nedenle yoğunluk ölçümleri tanıda kullanılırken dikkatli olunmalı ve sağlıklı sonuç almak için aygıt sık sık fantomlarla kalibre edilmelidir

Bir tarama ile toplanan verilerin değişik pencere genişliği ve seviyesinde işlenerek elde edilen farklı görüntüleri.

  1. Akciğerin bronkovasküler yapıları görüntülenirken toraks duvarı ve mediastendeki oluşumlar seçilemiyor.
  2. Toraks duvarı ve mediastinal yapılar görüntülenmiş, fakat akciğer yapıları seçilemiyor.

İki nokta arasındaki mesafenin ölçülmesi ve seçilen bir alanın büyütülmesi bilgisayarın sağladığı diğer kolaylıklardır. Bilgisayarla kolayca yapılabilen fotografik mangifikasyonun ek bilgi sağlamadığı bilinmelidir.

BT bilgisayarının sağladığı kolaylıklardan birisi de rekonstrüksiyon (reformasyon) dur.  Örneğin aksiyal projeksiyonda alınan kesitlerin verileri bilgisayarda sagital, koronal ve oblik planlarda görüntü çekline getirilebilir. Elde edilen görüntünün rezolüsyonu daima orijinal kesitten düşüktür. Rekonstrüksiyon yapılacaksa, BT kesitleri aralıksız (kontinü) veya üst üste binecek şekilde (“overlapping”) olmalı ve kesit kalınlığı beş milimetreden ince tutulmalıdır. Daha kalın ve/veya aralıklı kesitlerde reforme görüntünün rezolüsyonu düşer. Reformasyon, kontrastın yüksek olduğu bölgelerde daha iyi sonuç verir. Örneğin omurganın aksiyal kesitlerinin sagital rekonstrüksiyonu ile yararlı bilgiler edinilebilir.

Günümüzde çok gelişmiş bilgisayarlar aracılığı ile üçboyutlu rekontrüksiyon yapılabilmektedir. İncelenen bölgenin monitörlerden üç boyutlu olarak izlenebilmesi cerrahi planlamasında büyük yararlar sağlar. Örneğin asetabulum kırığında kırığın üç boyutlu incelenebilmesi rekonstrüktif cerrahinin etkin bir şekilde uygulanmasına olanak verir.

Bunu paylaş:

  • X
  • Facebook
Beğen Yükleniyor...

İlgili

Kategori: Bilgisayarlı Tomografi (CT), Genel, Radyoloji, Tıpta Fiziksel Yöntemler · Tagged with bilgisayarlı tomografi, görüntü oluşumu, radyoloji, röntgen, tomografi

Từ khóa » Hu Değeri Nedir