Hour - Türkçe Çeviri - Zargan

Zargan İngilizce-Türkçe çeviri Zargan İngilizce-Türkçe çeviri X ç ğ ı ö ş ü hour Geniş Tasarım

İngilizce-Türkçe

Terimler/Kalıplar

Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. saat: günün 1/24'üne eşit zaman süresi. He slept for an hour. There are 24 hours in a day. She had left half an hour before.
  2. vakit, zaman, saat: günün belirli bir vakti. What is the hour? What hour do you open? The hour is 7.20. Dinner hour: yemek vakti/saati. The happiest hour of my life.
  3. dönem, kısa zaman süresi. After his hour of glory, he was soon forgotten.
  4. şimdiki (içinde bulunduğumuz) zaman, gün. the man of the hour: günün adamı/kahramanı. the question of the hour: günün sorunu.
  5. (a) çalışma saatleri. The doctor's hours were from 10 to 4. School hours are 9 to12 and 1 to 4. (b) mutat yatma/kalkma zamanı/saati. keep regular hours: muntazaman hep aynı saatlerde yatıp kalkmak. keep early/late hours: erken/geç yatmak/kalkmak. (c) (Hristiyanlıkta) dua saati, günün belirlenmiş 7 vakti, bu zamanlarda yapılan âyin.
  6. bir saatlik yol/mesafe/uzaklık. We live about an hour from the city. An hour away from home: Evden bir saatlik mesafede.
  7. Astronomi (a) ekvator çemberinin 1/24 ü, 15°lik enlem, (b) (bkz: sidereal hour ).
  8. Eğitim (a) ders saati, bir dersin süresi (40-55 dakika), (b) credit hour ile ayni anlama gelir. devam saati: bir yarıyıl boyunca bir derse ayrılan haftalık ders saati.
  9. saatlik, … saati, saate/zamana ait.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

make one's rounds every hour her saat başı teftişe çıkmak Fiil one's hour (a) kritik an/saat, (b) one's last hour ile ayni anlama gelir. ölüm saati, bir kimsenin öldüğü saat. one's hour of death vade (bus) to run every hour saat başı işlemek Fiil adjourn for an hour bir saatlik ara vermek Fiil an hour saatte ortalama 90 km . sürat at a speed of 30 miles an hour saatte 30 mil hızla at an unearthly hour uygunsuz bir saatte at an unearthly hour sabahın köründe at an unseasonable hour uygunsuz zaman at the eleventh hour son anda/dakikada. War, which seemed certain, was prevented at the eleventh hour. To change plans at the eleventh hour. at the eleventh hour son dakikada, çok geç, iş işten geçtikten sonra. at thirty kilometers per hour saatte 30 mil hızla average 90 km an hour saatte ortalama 90 km sürat bank's opening hour bankanın açılış saati başına by the hour saat be paid by the hour saat hesabıyla ücret almak Fiil be running at 100 km miles an hour saatte 100 km hızla gitmek Fiil birth hour doğum saati break off for half an hour yarım saat ara vermek Fiil call hour ziyaret saati canonical hour (a) kilisede âyin saati, (b) Brit. kilisede nikâh töreninin yapılabileceği saat (8.00-15.00 arası). charge by the hour saat başına ücret almak Fiil children's hour (radyoda) çocuk saati children's hour çocuk saati coffee hour (a) sohbet toplantısı: kahve vb. içilerek sohbet etmek için düzenlenmiş toplantı, (b) bk.: coffee break. consulting hour görüşme saati day hour gündüz saati drive along at 100 km an hour saatte 100 km gitmek Fiil election hour seçim saati eleventh hour son fırsat, son dakika, son an: karar değiştirmek vb. için son fırsat. employ someone by the hour birini saat ücretiyle istihdam etmek Fiil every quarter of an hour her çeyrek saatte bir excess hour munzam iş saati extra hour ilave saat fatal hour ölüm saati flying hour (motor) uçuş saati get up at an unearthly hour çok erken kalkmak Fiil go a hundred kilometers an hour saatte yüz kilometre gitmek Fiil go at fifty miles an hour saatte elli mil gitmek Fiil h- hour sıfır saat happy hour (barlarda , vb) ucuz içki saati holy hour dua saati. improve the shining hour bir fırsattan yararlanmak Fiil in an evil hour uğursuz saatte. In an evil hour I agreed to marry him. interval of half an hour yarım saatlik ara kilometers) an hour saatte 100 km lamp hour kilovatsaat last an hour bir saat sürmek Fiil last an hour bir saat dayanmak Fiil last an hour bir saat boyunca devam etmek Fiil leading topics of the hour günün başta gelen konuları İsim loose (off) hour serbest kalınan saatler loose hour boş saat lunch hour öğle tatili. machine hour makine saat man hour adam saat man hour bir insan tarafından bir saatte yapılan iş man hour adam-saat (belirli bir faaliyet için gerekli personel sayısının bu personelin çalışma saatleriyle çarpımı moral hour ölüm saati mortal hour ölüm saati noon hour öğle paydosu. high noon: tam öğle vakti. on the hour saat başında. every hour on the hour: her saat başı(nda). From 8 a.m. to 10 p.m. trains leave every hour on the hour. output per hour saat başı verim pay someone by the hour birine çalışma saatine göre ücret vermek Fiil pay someone by the hour birine saat başına ücret ödemek Fiil quarter hour çeyrek saat quarter of an hour çeyrek saat quarter of an hour çeyrek reasonable hour uygun saat recess for an hour bir saatlik ara vermek Fiil relax an hour bir saat dinlenmek Fiil run 100 km an hour saatte 100 km gitmek Fiil run every hour (otobüs) saat başı işlemek Fiil run every hour her saat başı işlemek Fiil school hour okul saati short hour dar zaman solid hour tam bir saat start at intervals of an hour her yarım saatte bir kalkmak Fiil strike the hour tam saatinde çalmak Fiil strike the hour tam saati vurmak Fiil television watching hour televizyon seyretme saati the appointed hour randevu saati the children's hour (radyo) çocuk saati the man of the hour günün adamı throttle down a car to thirty miles an hour arabanın süratini saatte 30 mile indirmek Fiil travel at a rate of 100 km an hour saatte 100 km yol yapmak Fiil travel at a speed of 100 km per hour saatte 100 km hızla gitmek Fiil triple witching hour bu saat içinde ciro epey artar ve piyasa fiyatlarında büyük değişmelere neden olur triple witching hour (US) üç aylık vadeli işlemlerin ve opsiyonların vadesinin dolmasından önceki son saat vacant hour serbest saat variety hour (televizyon , Br) varyete saati wage per hour saat ücreti wait a full hour tam bir saat beklemek Fiil wait for a good hour bütün bir saat boyunca beklemek Fiil zero hour başlangıç, birşeyin vukubulduğu zaman. zero hour hücum saati, askerî harekâtın başlama saati. İsim, Askerlik2 zero hour (a) başlama saati: herhangi bir işin/olayın başladığı/başlayacağı saat, (b) karar saati, kritik an. İsim hour angle saat açısı: gözlemcinin meridyen düzlemi ile bir gök cisminin saat çemberi arasında batıya doğru ölçülen açı (gök cisminin kaç saat önce gözlemcinin meridyen düzleminden geçtiğini belirtir. İsim hour by hour saat be saat hour circle saat çemberi: bir gök cismi ile kutuplarda geçen düzlemle gök küresinin arakesiti. İsim hour clause zaman klozu (katastrofik hasar fazlası reasüransında tek bir olayın meydana geldiği süreyi tanımlayan kloz hour glass kum saati İsim hour hand akrep, saatleri gösteren ibre. İsim hour of a day günün belirli saati hour of birth doğum saati hour of cause (İskoçya kanunu) taksit vade tarihi hour of death ölüm saati hour of examination sınav saati hour plate saat kadranı an hour from here buradan bir saat an hour's delay bir saatlik gecikme an hour's drive away arabayla bir saatlik mesafede an hour's remission bir saatlik dinlenme assign an hour for a meeting bir toplantı için saat tayin etmek Fiil assignation of an hour for a meeting randevu için bir saat tayini at a late hour in the day günün geç bir saatinde at a late hour of the day günün geç bir saatinde at an hour's notice saati önceden haber vererek at an hour's notice bir saat önceden haber vererek at the hour indicated belirlenen saatte At what hour? Saat kaçta? chargeable hour indicator konuşma süresini kaydeden saat İletişim d- hour lecture üç saatlik ders eight- hour (working) day çalışma süresini günde sekiz saat olarak kabul eden sistem final hour of trading borsa kapanış saati forty- hour week haftada kırk saat in the hour of death ölüm saat inde in the hour of death ölüm saatinde local hour angle yerel saat açısı move an hour ahead bir saat ileri almak Fiil not worth a day's/an hour's purchase yaşama ümidi yok/ölümü yakın/ancak bir günlük/bir saatlik ömrü var. one hour recording time bir saatlik kayıt peak- hour traffic yoğun trafik put in an hour reading newspapers gazeteleri okumaya bir saat ayırmak Fiil restrict to thirty miles an hour in built-up areas meskûn bölgeler trafiğinin azami hızını otuz mil ile sınırlamak Fiil rush hour peak iş çıkış saatinde koşuşmanın en yoğun olduğu zaman Set your clocks ahead one hour. Saatlerinizi bir saat ileri alın. Set your clocks back one hour. Saatlerinizi bir saat geri alın. shift a train one hour ahead tren seferini bir saat öne almak Fiil shift a train one hour ahead bir tren seferini bir saat öne almak Fiil shift all the trains one hour forward bütün trenlerin kalkışlarını bir saat ileri almak Fiil snatch an hour's sleep bir saat kadar bir uyku çekmek Fiil the appointed hour of death ecel three hour journey üç saatlik yolculuk wage- hour law (US) çalışma saati kanunu work eight hour shifts sekiz saatlik vardiyalar halinde çalışmak Fiil Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

10 TEMEL KELIME

move, perform, crime, believe, leader, progress, yes, manner, memory, anxious

POPÜLER TERIMLER

tech, a decent sort of fellow, secluded, obliterate, gibbon, authentication, jug, expire, disarm, clutter up a place

SON ARAMALARIM

Từ khóa » Hrs Ne Demek Ingilizce Türkçe