Hûd Sûresi 41-43. Ayeti Ve Tefsiri | Kuran Ve Meali

Hûd Sûresi 41-43. Ayet Tefsiri

Önceki Ayet 41-43 / 123 Sonraki Ayet WhatsApp Twitter Facebook
  • Hakkında
  • Konusu
  • Nuzül
  • Fazileti

Hûd Sûresi Hakkında

Hûd sûresi Mekke’de inmiştir. 123 âyettir. İsmini, 50-60. âyetler arasında kıssası anlatılan Hûd (a.s.)’dan almıştır. Mushaf tertîbine göre 11, nüzûl sırasına göre 52. sûredir.

Hûd Sûresi Konusu

Hûd sûresinde itikat konuları, özellikle Allah’ın varlığı, birliği, peygamberlik gerçeği ve bunun önceki toplumlardaki tezâhürü ele alınmaktadır. Bunu misallendirmek üzere Hz.Nûh, Hz. Hûd, Hz. Sâlih, Hz. İbrâhim, Hz. Lût, Hz. Şuayb ve Hz. Mûsâ gibi peygam­berlerin kıssaları, Yûnus sûresine göre daha geniş bir çerçevede anlatılmaktadır. Bu misallerden hareketle Kur’an’ın mûcize oluşu, öldükten sonra diriliş, hesap ve âhiret hayatıyla alakalı mevzulara dikkat çekilmektedir.

Hûd Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada on birinci, iniş sırasına göre elli ikinci sûredir. Yûnus sûresinden sonra, Yûsuf sûresinden önce Mekke döneminin son bir yılı içinde nâzil olmuştur. 12, 17 ve 114. âyetlerinin Medine’de indiği yolundaki görüş müfessirlerin çoğunluğunca kabul edilmemiştir (İbn Âşûr, XI, 311; Reşîd Rızâ, XII, 2; Ateş, IV, 291).

Hûd Sûresi Fazileti

Allah Resûlü (s.a.s.), Hûd sûresinin fazileti hakkında şöyle buyurur:

“Cuma günü Hûd sûresini okuyun.” (Dârimî, Fezailü’l-Kur’an 17)

Yine Efendimiz (s.a.s.):

“Hûd sûresi ve Vâkıa, Hâkka, Mürselât, Nebe’ ve Tekvîr gibi kardeşleri beni ihtiyar­lattı” (Tirmizî, Tefsir 57/3297) beyânıyla da sûrenin muhtevasının önemine ve bildirdiği sorumlulukların ağırlığına dikkat çeker. Çünkü bu sûrelerde fevkalade tesirli bir üslûp­la önceki peygamberlerin tevhid mücadelesinden kesitler sunulmakta, kalpleri derinden sarsan kıyamet sahneleri tasvir edilmektedir.

وَقَالَ ارْكَبُوا ف۪يهَا بِسْمِ اللّٰهِ مَجْرٰۭۙيهَا وَمُرْسٰيهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي لَغَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٤١﴾ وَهِيَ تَجْر۪ي بِهِمْ ف۪ي مَوْجٍ كَالْجِبَالِ وَنَادٰى نُوحٌۨ ابْنَهُ وَكَانَ ف۪ي مَعْزِلٍ يَا بُنَيَّ ارْكَبْۭۗ مَعَنَا وَلَا تَكُنْ مَعَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٤٢﴾ قَالَ سَاٰو۪ٓي اِلٰى جَبَلٍ يَعْصِمُن۪ي مِنَ الْمَٓاءِۜ قَالَ لَا عَاصِمَ الْيَوْمَ مِنْ اَمْرِ اللّٰهِ اِلَّا مَنْ رَحِمَۚ وَحَالَ بَيْنَهُمَا الْمَوْجُ فَكَانَ مِنَ الْمُغْرَق۪ينَ ﴿٤٣﴾ Karşılaştır 41: Nûh dedi ki: “Gemiye binin! Onun akıp gitmesi de durması da Allah’ın ismiyledir. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” Karşılaştır 42: Sular her tarafı kapladığında, gemi yolcularıyla birlikte dağlar gibi dalgalar arasında süzülmeye başladı. Nûh, geminin dışında bir kenarda bulunan oğluna: “Evlâdım, bizimle birlikte gemiye bin de kâfirlerle beraber olma!” diye seslendi. Karşılaştır 43: Fakat oğlu: “Ben şöyle büyük bir dağa sığınırım, o da beni sulardan korur” diye karşılık verdi. Nûh: “Bugün, merhamet edip korudukları dışında, hiçbir kimse bir başkasını Allah’ın helâk emrinden kurtaramaz” dedi. Birden aralarına dalga giriverdi de o âsi oğul boğulanlardan oldu.

TEFSİR:

Hz. Nûh, gemiye yüklenmesi emredilen yükleri ve canlıları yükledikten sonra beraberindeki mü’minlere “bismillâh” diyerek gemiye binmelerini söyledi. Geminin akıp gidişinin de, demirleyip duruşunun da Allah’ın ismiyle olduğunu haber verdi. Yani onun gitmesi de durması da ancak Allah’ın gücü, kuvveti ve izniyledir. Onu “bismillâh” diyerek çalıştırmak ve “bismillâh” diyerek durdurmak mümkün olabilir. Gemi ancak Allah’ın lutuf ve yardımı ile kurtulabilecektir. Allah’ın yardımı olmadan hiçbir geminin böylesi dağlar gibi dalgalara dayanması mümkün değildir. Nitekim rivayete göre Hz. Nûh geminin hareket etmesini istediği zaman “bismillâh” demiş, gemi hareket etmiştir. Geminin durmasını istediği zaman da yine “bismillâh” demiş ve gemi durmuştur. Cenâb-ı Hak Hz. Nûh ve ona iman edenleri, rahmet ve mağfiret edici sıfatlarının bir tecellisi olarak kurtarmıştır. Burada Allah Teâlâ’nın bu iki sıfatının zikredilmesi, mü’minlerin kurtulmayı hak ettiklerinden dolayı değil de, sırf Cenâb-ı Hakk’ın lutfu, bağışlaması ve rahmeti sebebiyle kurtulduklarına bir delâlet vardır.

Gökten ve yerden sular coşup taştı ve Allah’ın takdir buyurduğu bir seviyeye ulaştı. (Kamer 54/12) Gemi hareket etti, dağlar gibi dalgalar arasında, içindekilerle beraber akıp gitmeye başladı. Hz. Nûh’un bir oğlu iman etmemiş ve gemiye binmemişti. Geminin dışında ayrı ve uzak bir yerde duruyordu. Nûh (a.s.) babalık şefkatiyle ona seslenerek gelip gemiye binmesini ve kurtulmasını istedi. Kâfirlerden olmamasını öğütledi. Allah’tan başka bugün kimsenin kimseyi kurtarmaya gücü yetmeyeceğini, ancak Allah’ın merhamet ettiği talihli kulların helakten kurtulabileceğini söyledi. Fakat oğlu bu şefkatli seslenişe kulaklarını kapadı, olan bitenin sıradan bir hâdise olduğunu, dolayısıyla dağa tırmanarak tufandan kurtulacağını sandı. Fakat iş sandığı gibi olmadı, bir dalga gelerek onu suların içine gömdü; boğularak helak olup gitti.

Geminin ve içindekilerinin akıbetine gelince:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Hûd Sûresi Ayetler:

1 2 - 4 5 6 7 - 8 9 - 11 12 13 - 14 15 - 16 17 18 - 19 20 - 22 21 23 24 25 - 26 27 28 29 - 30 31 32 - 34 35 36 - 37 38 - 39 40 41 - 43 44 45 - 47 48 - 49 50 - 51 52 53 - 57 58 59 - 60 61 62 63 - 65 66 - 68 69 - 70 71 - 73 74 - 76 77 - 80 81 - 83 84 - 86 87 88 89 - 90 91 92 - 93 94 - 95 96 - 99 100 - 102 103 - 104 105 - 108 109 110 - 111 112 113 114 - 115 116 - 117 118 - 119 120 - 122 123 Sûre Seçiniz Fâtiha Bakara Âl-i İmrân Nisâ Mâide En'âm A'râf Enfâl Tevbe Yunus Hûd Yusuf Ra'd İbrahim Hicr Nahl İsrâ Kehf Meryem Tâ-Hâ Enbiyâ Hac Mü'minûn Nûr Furkan Şuarâ Neml Kasas Ankebût Rûm Lokman Secde Ahzâb Sebe' Fâtır Yâsin Sâffât Sâd Zümer Mü'min Fussilet Şûrâ Zuhruf Duhân Câsiye Ahkaf Muhammed Fetih Hucurât Kaf Zâriyât Tûr Necm Kamer Rahmân Vâkıa Hadid Mücâdele Haşr Mümtehine Saf Cum'a Münâfikûn Teğabün Talâk Tahrim Mülk Kalem Hâkka Meâric Nuh Cin Müzzemmil Müddessir Kıyamet İnsan Mürselât Nebe' Nâziât Abese Tekvir İnfitâr Mutaffifin İnşikak Bürûc Târık A'lâ Gâşiye Fecr Beled Şems Leyl Duhâ İnşirâh Tin Alak Kadir Beyyine Zilzâl Âdiyât Kâria Tekâsür Asr Hümeze Fil Kureyş Mâûn Kevser Kâfirûn Nasr Tebbet İhlâs Felâk Nâs Meal Seçiniz Ömer Çelik Diyanet Vakfı Diyanet İşleri (Eski) Diyanet İşleri (Yeni) Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Meali (Orjinal) Hasan Basri Çantay Hayrat Neşriyat Ali Fikri Yavuz Ömer Nasuhi Bilmen Ümit Şimşek Yusuf Ali (English) Meal Bul Tefsir Bul Ayet Bul https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/12/ahzab-suresinin-21-ayeti-ne-anlatiyor-201153-m.jpg
Ahzâb Suresinin 21. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ahzâb sûresi 21. âyette şöyle buyrulur: Ahzâb Suresi 21. Ayet Arapça: لَقَدْ كَانَ لَكُمْ ف۪ي رَسُولِ اللّٰهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُ ...

Devamını Oku https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/12/ahzab-suresinin-9-ayeti-ne-anlatiyor-201130-m.jpg
Ahzâb Suresinin 9. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ahzâb sûresi 9. âyette şöyle buyrulur: Ahzâb Suresi 9. Ayet Arapça: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ جَٓ ...

Devamını Oku https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/12/ahzab-suresinin-3-ayeti-ne-anlatiyor-201114-m.jpg
Ahzâb Suresinin 3. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ahzâb sûresi 3. âyette şöyle buyrulur: Ahzâb Suresi 3. Ayet Arapça: وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا Ahzâb Suresi 3. Ayet Me ...

Devamını Oku https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/12/muzzemmil-suresinin-tefsiri-201102-m.jpg
Müzzemmil Suresinin Tefsiri

Müzzemmil sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 20 âyettir. İsmini birinci âyette geçen ve “örtünüp bürünen” mânasına gelen اَلْمُزَّمِّلُ (müzzemmil) kelim ...

Devamını Oku https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/08/anne-babaya-iyilik-ve-akraba-ziyaretinin-onemi-ile-ilgili-ayet-ve-hadisler-199989-m.jpg
Anne, Babaya İyilik ve Akraba Ziyaretinin Önemi İle İlgili Ayet ve Hadisler

Ana babaya iyilikte bulunma ve akraba ziyaretinin önemi ile ilgili ayet ve hadisler... AYETLER “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşm ...

Devamını Oku https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/12/secde-suresinin-27-ayeti-ne-anlatiyor-201078-m.jpg
Secde Suresinin 27. Ayeti Ne Anlatıyor?

Secde sûresi 27. âyette şöyle buyrulur: Secde Suresi 27. Ayet Arapça: اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّا نَسُوقُ الْمَٓاءَ اِلَى الْاَرْضِ الْجُرُزِ فَنُخْرِج ...

Devamını Oku

HAKKIMIZDA

Ehli sünnet ve'l cemaat çizgisinde, güvenilir Kur'an-ı Kerim tefsir ve meal kaynaklarını bir arada karşılaştırabilir, ayetlerin Arapça yazılışları ile Türkçe okunuşlarını bir arada görebilirsiniz

Kuran ve Meali, bir İslam ve İhsan hizmetidir.

SİTELERİMİZ

  • islamveihsan.com
  • islamandihsan.com
  • ilamtv.com
  • dualarvezikirler.com
  • kuranogreniyorum.org

SOSYAL MEDYA

Từ khóa » Hud Suresi 40 41 42